4 Ocak 2018 Perşembe

2017 Yılı Spor Gündeminden Birkaç Başlık


2017’de spor

Spor dünyasında 2017 nasıl geçti?
Öne çıkan olaylar, isimler kimlerdi?

FENERBAHÇE: AVRUPA’NIN EN BÜYÜĞÜ
Dünyanın en önemli koçlarından birine emanet edilen harika bir kadronun yıllardır sabırla yapılan yatırımın karşılığı sonucu en büyük ödüle kavuşmaması düşünülemezdi. Fenerbahçe, şampiyonluğu bir yıl önce de hak etmişti ancak 2017’deki performansı rakipsizdi. Avrupa’nın iki numaralı sporunun bir numaralı mecrasında kazanılan şampiyonluk Türkiye spor tarihinin de zirvesine kuruldu.
BEŞİKTAŞ: ÜST ÜSTE ŞAMPİYON, NAMAĞLUP GRUP LİDERİ…
Futbolda son 2 sezonun şampiyonu Beşiktaş, Süper Lig’de sağladığı hakimiyetin ötesinde Avrupa’da sergilediği karakterli futbolla öne çıktı. 2017’nin ilk yarısında yarım kalan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi yürüyüşü, ikinci yarıda tarihe geçen bir Devler Ligi grup maçları karnesiyle taçlandı. Siyah beyazlılar, Porto, Monaco ve Leipzig gibi yabana atılamayacak takımların olduğu gruptan namağlup lider çıktı ve Türkiye futbol tarihine geçti.
TÜRK FUTBOLUNUN ‘ADAM’LARI
Türkiye milli takımı 2017’de başarısız bir performans sergilerken gündeme ancak vurdulu kırdılı, maço skandallarla gelebildi. Geride bıraktığımız yılı futbola fazla ilgi göstermeden geçiren Arda Turan, “Başkanlık sistemine evetçilik” oynadıktan sonra gazeteci dövme, ‘Adamlık’ kriterleri belirleme gibi meşgalelerle öne çıktı. Turan’la arası uzun süredir limoni olan Fatih Terim de bu departmanda esas ünün kime ait olduğunu hatırlatmakta gecikmedi. Başarısızlıkla sonuçlanan Alaçatı çıkartması Terim’in milli takımdaki sonu oldu ama burası Türkiye. Her açıdan “Milli” teknik direktörümüz yıl bitmeden kendine yeniden Galatasaray’da yer buldu.
USAIN BOLT’UN VEDASI
2008’de Asafa Powell’ın 9.74’lük 100 metre rekorunu 9.72’ye çekti sonra Pekin Olimpiyatları’nda herkese 9.69’u izletti. O günden beri Usain Bolt, spor dünyası için tam anlamıyla bir fenomen, bir hayranlık kaynağı, bir ‘ucube’, bir yenilmez oldu. 1.95’lik heybetli fiziğiyle başardıkları, uzun boyun sprinterler için bir dezavantaj olduğu kabulünü yıktı. Hatta bir gün Usain Bolt’u geçebilecek atletin bu uğurda yaratmak zorunda olduğu enerjiyi hesaplamaya kalkan bilim insanları, Bolt tipi bir fiziğe sahip olma zorunluluğuna işaret etti. O, icra ettiği sporda kalıpları, sınırları yıktı. Kendinden sonrakilere daha ileri nasıl gidilebileceğini gösterdi. 8 Olimpiyat şampiyonluğu, 9.58’lik 100 metre, 19.19’luk 200 metre rekorları onun akıl almaz seviyesini gözler önüne seriyor. Ancak bu seviyeyi 30 yaşından sonra koruması zordu ve o da zirvede bırakmak istedi. 2016 Rio Olimpiyatları’nda altın madalyaya 9.81’le ulaşabilmiş olması yaklaşan “tehlike”yi haber veriyordu. 2017’de Londra’da son yarışını kaybetmesi görkemli kariyeri için hayal kırıklığı olarak kabul edilse de onun mirasını tanımlayabilecek şey hiçbir zaman “yenilmezlik” değildi zaten. Spor tarihi kitaplarının en ışıltılı sayfalarından biri ona ait olacak.
 ROGER FEDERER: 36’SINDA 2 GRAND SLAM DAHA
2010’dan bu yana grand slam kazanamamış olması, tenisin hayli rekabetçi “En iyiler” yarışında ona zarar veriyor muydu, emin değilim. Ama tüm bu yıllar boyunca zirveden inmeyişi, hep şampiyonluk mücadelelerinin içinde kalması, istikrarı ve hayran bırakan tekniği ‘Ekselanslarına 36 yaşında iki grand slam şampiyonluğu daha getirdi. 2017’deki Avustralya Açık ve Wimbledon şampiyonlukları, 19 şampiyonluğunun arasında her zaman farklı bir yere sahip olacak.
 SERENA WILLIAMS: HAMİLE REKORTMEN
2017, 36 yaşındaki Serena Williams için kolay bir yıl değildi. Hamilelik, onun halen zirvedeki spor kariyeri için bir handikaba işaret etse de Avustralya Açık’ı kazanarak 23. grand slam şampiyonluğunu elde etti ve Steffi Graf’ın Açık Dönem rekorunu kırdı. Ancak belki de en etkileyici olan Williams’ın bu zaferi hamileyken elde etmesiydi. Serena Williams kariyeri boyunca üstlendiği öncü rolünü “hamile kadın sporcu” tartışmasını da değiştirerek sürdürdü.
 COLIN KAEPERNICK: DİZ ÇÖKMEKTEN ÇOK DAHA FAZLASI
NFL’de Colin Kaepernick’in 2016 sezonunda ırkçılık, eşitsizlik ve polis şiddetine karşı başlattığı milli marş sırasında “diz çökme” eylemi, 2017 yılında yalnızca spor sahalarındaki değil tüm alanlardaki en etkili siyasi protestolardan biri oldu. Donald Trump’ın ABD başkanlığına gelmesiyle ülke genelinde artan huzursuzluk eylemin de yayılmasını sağladı. Trump ve takım sahiplerinin ortak kararı Colin Kaepernick’in işsiz bırakılması gibi utanç verici bir “ceza”yla sonuçlansa da baskılar sporcuları birbirine daha fazla kenetledi. Tüm spor dallarına yayılan, sporcuları içinden çıktıkları toplumla yeniden yakınlaştıran bir eylem biçimi olarak “diz çökme” sporcu aktivizmi tarihinde kendine önemli bir yer edindi.
 NBA: TRIPLE-DOUBLE DEVRİMİ
NBA’de sezona triple-double’lar damga vurdu. Russell Westbrook, Oscar Robertson’dan sonra normal sezonu triple double ortalamalarıyla tamamlayan ilk oyuncu oldu. LeBron James ise NBA finalleri tarihinde bunu başaran ilk isim olarak tarihe geçti. NBA’deki triple double devrimi, değişen oyuna dair çok şey söylüyor.
 NEYMAR: 222 MİLYON AVRO
Brezilyalı Neymar’ın 222 milyon avro karşılığında Barcelona’dan Paris Saint-Germain’e transferi bir “rekor” olmanın ötesinde siyasetin nelere kadir olduğunu ve gerekirse “Mali fair-play, siyasetin futbola müdahalesi” gibi sözde ilkelerin ne kadar anlamsızlaştığını göstermesi bakımından önemliydi. Neymar’ın bir önceki rekoru 2’ye katlayan bonservis ücretinin ekonomik açıdan karşılanabilir hale gelmesini sağlayacak bir başarı yok. Ancak arkanızda Katar gibi zengin ve ambargo altında bir devlet varsa bazen bunun önemi de olmayabiliyor. Neymar’ın transfer rekoru tarihin en büyük spor anomalilerinden biri olarak anılacak.
 DOPİNG: RUSYA’YA OLİMPİYATLARDAN MEN
Sporda doping sorunu, Rusya’yla sınırlı değil elbette ve Rusya’nın da ötesinde devletlerin sistematik dopinge destek verdiğini ya da bir şekilde göz yumduğunu biliyoruz. Ancak, siyasi arenada kendini güçlü göstermenin bir aracı olarak sporu kullanma, Rusya için uzun süredir yürürlükte olan bir politika. Akıl almaz maliyetiyle Soçi 2014 ve tüm ayrıntılarıyla ortaya serilen devlet destekli doping sistemi icracısı Rusya olduğu için hak ettiği cezayı alabildi. Ancak Rusya’nın doping sebebiyle 2018 Kış Olimpiyatları’ndan men edilmesinin dopinge karşı mücadelede bir dönüm noktası olduğunu düşünmek fazlasıyla iyimserlik olur.
 
Alıntı : Mithat Fabian SÖZMEN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder