2017’de spor
Spor dünyasında 2017 nasıl geçti?
Öne çıkan olaylar, isimler
kimlerdi?
FENERBAHÇE: AVRUPA’NIN EN BÜYÜĞÜ
Dünyanın en önemli koçlarından birine emanet edilen harika
bir kadronun yıllardır sabırla yapılan yatırımın karşılığı sonucu en büyük
ödüle kavuşmaması düşünülemezdi. Fenerbahçe, şampiyonluğu bir yıl önce de hak
etmişti ancak 2017’deki performansı rakipsizdi. Avrupa’nın iki numaralı
sporunun bir numaralı mecrasında kazanılan şampiyonluk Türkiye spor tarihinin
de zirvesine kuruldu.
BEŞİKTAŞ: ÜST ÜSTE ŞAMPİYON, NAMAĞLUP GRUP LİDERİ…
Futbolda son 2 sezonun şampiyonu Beşiktaş, Süper Lig’de
sağladığı hakimiyetin ötesinde Avrupa’da sergilediği karakterli futbolla öne
çıktı. 2017’nin ilk yarısında yarım kalan Şampiyonlar Ligi ve UEFA Avrupa Ligi
yürüyüşü, ikinci yarıda tarihe geçen bir Devler Ligi grup maçları karnesiyle
taçlandı. Siyah beyazlılar, Porto, Monaco ve Leipzig gibi yabana atılamayacak
takımların olduğu gruptan namağlup lider çıktı ve Türkiye futbol tarihine
geçti.
TÜRK FUTBOLUNUN ‘ADAM’LARI
Türkiye milli takımı 2017’de başarısız bir performans
sergilerken gündeme ancak vurdulu kırdılı, maço skandallarla gelebildi. Geride
bıraktığımız yılı futbola fazla ilgi göstermeden geçiren Arda Turan, “Başkanlık
sistemine evetçilik” oynadıktan sonra gazeteci dövme, ‘Adamlık’ kriterleri
belirleme gibi meşgalelerle öne çıktı. Turan’la arası uzun süredir limoni olan
Fatih Terim de bu departmanda esas ünün kime ait olduğunu hatırlatmakta
gecikmedi. Başarısızlıkla sonuçlanan Alaçatı çıkartması Terim’in milli takımdaki
sonu oldu ama burası Türkiye. Her açıdan “Milli” teknik direktörümüz yıl
bitmeden kendine yeniden Galatasaray’da yer buldu.
USAIN BOLT’UN VEDASI
2008’de Asafa Powell’ın 9.74’lük 100 metre rekorunu 9.72’ye
çekti sonra Pekin Olimpiyatları’nda herkese 9.69’u izletti. O günden beri Usain
Bolt, spor dünyası için tam anlamıyla bir fenomen, bir hayranlık kaynağı, bir
‘ucube’, bir yenilmez oldu. 1.95’lik heybetli fiziğiyle başardıkları, uzun
boyun sprinterler için bir dezavantaj olduğu kabulünü yıktı. Hatta bir gün
Usain Bolt’u geçebilecek atletin bu uğurda yaratmak zorunda olduğu enerjiyi
hesaplamaya kalkan bilim insanları, Bolt tipi bir fiziğe sahip olma
zorunluluğuna işaret etti. O, icra ettiği sporda kalıpları, sınırları yıktı.
Kendinden sonrakilere daha ileri nasıl gidilebileceğini gösterdi. 8 Olimpiyat
şampiyonluğu, 9.58’lik 100 metre, 19.19’luk 200 metre rekorları onun akıl almaz
seviyesini gözler önüne seriyor. Ancak bu seviyeyi 30 yaşından sonra koruması
zordu ve o da zirvede bırakmak istedi. 2016 Rio Olimpiyatları’nda altın
madalyaya 9.81’le ulaşabilmiş olması yaklaşan “tehlike”yi haber veriyordu.
2017’de Londra’da son yarışını kaybetmesi görkemli kariyeri için hayal
kırıklığı olarak kabul edilse de onun mirasını tanımlayabilecek şey hiçbir
zaman “yenilmezlik” değildi zaten. Spor tarihi kitaplarının en ışıltılı
sayfalarından biri ona ait olacak.
2010’dan bu yana grand slam kazanamamış olması, tenisin
hayli rekabetçi “En iyiler” yarışında ona zarar veriyor muydu, emin değilim.
Ama tüm bu yıllar boyunca zirveden inmeyişi, hep şampiyonluk mücadelelerinin
içinde kalması, istikrarı ve hayran bırakan tekniği ‘Ekselanslarına 36 yaşında
iki grand slam şampiyonluğu daha getirdi. 2017’deki Avustralya Açık ve Wimbledon
şampiyonlukları, 19 şampiyonluğunun arasında her zaman farklı bir yere sahip
olacak.
2017, 36 yaşındaki Serena Williams için kolay bir yıl
değildi. Hamilelik, onun halen zirvedeki spor kariyeri için bir handikaba işaret
etse de Avustralya Açık’ı kazanarak 23. grand slam şampiyonluğunu elde etti ve
Steffi Graf’ın Açık Dönem rekorunu kırdı. Ancak belki de en etkileyici olan
Williams’ın bu zaferi hamileyken elde etmesiydi. Serena Williams kariyeri
boyunca üstlendiği öncü rolünü “hamile kadın sporcu” tartışmasını da
değiştirerek sürdürdü.
NFL’de Colin Kaepernick’in 2016 sezonunda ırkçılık,
eşitsizlik ve polis şiddetine karşı başlattığı milli marş sırasında “diz çökme”
eylemi, 2017 yılında yalnızca spor sahalarındaki değil tüm alanlardaki en
etkili siyasi protestolardan biri oldu. Donald Trump’ın ABD başkanlığına
gelmesiyle ülke genelinde artan huzursuzluk eylemin de yayılmasını sağladı.
Trump ve takım sahiplerinin ortak kararı Colin Kaepernick’in işsiz bırakılması
gibi utanç verici bir “ceza”yla sonuçlansa da baskılar sporcuları birbirine
daha fazla kenetledi. Tüm spor dallarına yayılan, sporcuları içinden çıktıkları
toplumla yeniden yakınlaştıran bir eylem biçimi olarak “diz çökme” sporcu
aktivizmi tarihinde kendine önemli bir yer edindi.
NBA’de sezona triple-double’lar damga vurdu. Russell
Westbrook, Oscar Robertson’dan sonra normal sezonu triple double
ortalamalarıyla tamamlayan ilk oyuncu oldu. LeBron James ise NBA finalleri
tarihinde bunu başaran ilk isim olarak tarihe geçti. NBA’deki triple double
devrimi, değişen oyuna dair çok şey söylüyor.
Brezilyalı Neymar’ın 222 milyon avro karşılığında
Barcelona’dan Paris Saint-Germain’e transferi bir “rekor” olmanın ötesinde
siyasetin nelere kadir olduğunu ve gerekirse “Mali fair-play, siyasetin futbola
müdahalesi” gibi sözde ilkelerin ne kadar anlamsızlaştığını göstermesi
bakımından önemliydi. Neymar’ın bir önceki rekoru 2’ye katlayan bonservis
ücretinin ekonomik açıdan karşılanabilir hale gelmesini sağlayacak bir başarı
yok. Ancak arkanızda Katar gibi zengin ve ambargo altında bir devlet varsa
bazen bunun önemi de olmayabiliyor. Neymar’ın transfer rekoru tarihin en büyük
spor anomalilerinden biri olarak anılacak.
Sporda doping sorunu, Rusya’yla sınırlı değil elbette ve
Rusya’nın da ötesinde devletlerin sistematik dopinge destek verdiğini ya da bir
şekilde göz yumduğunu biliyoruz. Ancak, siyasi arenada kendini güçlü
göstermenin bir aracı olarak sporu kullanma, Rusya için uzun süredir yürürlükte
olan bir politika. Akıl almaz maliyetiyle Soçi 2014 ve tüm ayrıntılarıyla
ortaya serilen devlet destekli doping sistemi icracısı Rusya olduğu için hak
ettiği cezayı alabildi. Ancak Rusya’nın doping sebebiyle 2018 Kış Olimpiyatları’ndan
men edilmesinin dopinge karşı mücadelede bir dönüm noktası olduğunu düşünmek
fazlasıyla iyimserlik olur.
Alıntı : Mithat Fabian SÖZMEN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder